12 Şubat 2025 Çarşamba

 Şirketler İçin Arabuluculuk: Hızlı, Ekonomik ve Etkili Çözüm

Günümüzde ticari ve iş dünyasında yaşanan uyuşmazlıklar, şirketlerin zaman ve maddi kaynaklarını tüketen büyük sorunlara dönüşebiliyor. Mahkeme süreçlerinin uzun sürmesi ve yüksek maliyetli olması, şirketlerin işleyişini sekteye uğratabiliyor. Bu noktada, arabuluculuk yöntemi, uyuşmazlıkların çok daha hızlı, ekonomik ve etkili bir şekilde çözülmesini sağlıyor.

Arabuluculuk, tarafların bir araya gelerek ortak bir çözüm üretmesine olanak tanıyan, gönüllülük esasına dayalı bir yöntemdir. Şirketler arasında yaşanan ticari anlaşmazlıklarda olduğu gibi, işçi-işveren ilişkilerinde de büyük faydalar sağlamaktadır. İşten çıkarma,kıdem,ihbar tazminatı, fazla mesai alacakları gibi iş hukuku kaynaklı uyuşmazlıklarda arabuluculuk süreci, mahkemeye gitmeden tarafların uzlaşmasını mümkün kılar. Bu sayede, hem işçi hak kaybına uğramaz hem de işveren, uzun ve maliyetli davalarla uğraşmak zorunda kalmaz.

Arabuluculuğun en büyük avantajlarından biri de düşük maliyetli olmasıdır. Mahkeme masraflarına kıyasla oldukça uygun fiyatlarla uyuşmazlıkların çözülmesini sağlayan bu yöntem, şirketlerin gereksiz harcamalardan kaçınmasına yardımcı olur. Ayrıca, uzman bir arabulucu ile yürütülen süreçler, anlaşmazlıkların daha adil ve hızlı şekilde çözüme kavuşmasını sağlar. Alanında uzman bir arabulucu, taraflar arasında iletişimi güçlendirerek, her iki tarafın da menfaatlerini koruyacak en uygun çözüm yolunu bulmalarına destek olur.

Sonuç olarak, arabuluculuk yöntemi, şirketler için hem ticari anlaşmazlıklarda hem de işçi-işveren uyuşmazlıklarında büyük bir avantaj sunmaktadır. Zamandan ve maliyetten tasarruf sağlayan bu süreç, iş ilişkilerini koruyarak tarafların daha sağlıklı ve sürdürülebilir anlaşmalara varmasını mümkün kılar. Özellikle uzman bir arabulucu ile yürütülen süreçler, daha verimli sonuçlar doğurur ve tarafların uzun yıllar sürecek davalar yerine hızlı çözümlerle yollarına devam etmesini sağlar.

11 Şubat 2025 Salı

ARABULUCULUK TOPLANTISINA KATILMAZSAM NE OLUR?

 ARABULUCULUK TOPLANTISINA KATILMAMANIN YAPTIRIMLARI? ARABULUCULUK TOPLANTISINA KATILMAZSAM NE OLUR?

Arabuluculuk, uyuşmazlıkların mahkemeye taşınmadan çözülmesi için kullanılan alternatif bir uyuşmazlık çözüm yoludur. Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) ve 6325 sayılı Arabuluculuk Kanunu kapsamında belirli uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce arabuluculuk sürecine başvurulması zorunludur. Bu kapsamda tarafların arabuluculuk toplantısına katılımı büyük önem taşımaktadır. Peki, arabuluculuk toplantısına katılmamanın hukuki yaptırımları nelerdir?

1. Zorunlu Arabuluculukta İlk Toplantıya Katılmamanın Sonuçları

7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu, 7155 sayılı Ticari Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunu ve 6325 sayılı Arabuluculuk Kanunu uyarınca belirlenen uyuşmazlıklarda arabuluculuğa başvurulması zorunludur. Eğer davalı taraf, geçerli bir mazeret bildirmeksizin arabuluculuk toplantısına katılmazsa, toplantıya katılan taraf daha sonra dava açtığında lehine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi talebinde bulunabilir. Bu durumda mahkeme, arabuluculuk sürecine katılmayan tarafı yargılama giderlerinden sorumlu tutarak maddi yaptırım uygulayabilir.

2. Arabuluculuk Sürecini Engellemenin Sonuçları

Eğer taraflardan biri, arabuluculuk sürecini gereksiz yere uzatır veya sürecin ilerlemesini engellerse, mahkeme tarafından kötü niyetli hareket ettiği değerlendirilerek aleyhine ek yaptırımlar uygulanabilir. HMK'nin genel hükümleri çerçevesinde, dürüstlük kuralına aykırı davranan tarafın iyi niyetli tarafın masraflarını karşılaması gerekebilir.

3. Arabuluculuğa Katılmamanın Maddi ve Hukuki Sonuçları

Zorunlu arabuluculuk sürecinde taraflardan biri mazeretsiz olarak toplantıya katılmazsa, mahkemede açılacak davada haklı çıksa dahi yargılama giderleri ve vekâlet ücreti gibi mali yükümlülüklerle karşı karşıya kalabilir. Ayrıca, bu durum mahkeme tarafından tarafın hukuki süreci uzatma amacı güttüğüne dair bir kanaat oluşmasına sebep olabilir.

Sonuç

HMK ve ilgili özel kanunlar kapsamında zorunlu arabuluculuk toplantısına katılmamanın yaptırımları ciddi sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle tarafların, hak kaybına uğramamak için arabuluculuk sürecine katılım göstermeleri ve süreci etkili bir şekilde yürütmeleri önem arz etmektedir. Arabuluculuk sürecine aktif katılım sağlanarak, uyuşmazlıkların daha hızlı ve düşük maliyetle çözülmesi mümkün hale gelmektedir. SONUÇ OLARAK TOPLANTI DAVETİ GELDİĞİNDE MUHAKKAK TOPLANTIYA KATILMANIZ MADDİ KAYIPLARINIZ ENGELLER.

 Trafik Kazası Tahkim Başvurusu ve Avukatın Önemi

Trafik kazaları, maddi ve manevi kayıplara yol açan üzücü olaylardır. Sigorta şirketleri, kazazedelere tazminat ödemekle yükümlüdür, ancak bu süreç her zaman hızlı ve adil ilerlemeyebilir. Bu noktada, Sigorta Tahkim Komisyonu'na başvuru yapmak, mağdurlar için önemli bir hak arama yolu olarak öne çıkmaktadır. Dava sürecine göre oldukça kısa ve hızlıdır. Trafik kazalarında araçlarında oluşan değer kaybını bu şekilde bireyler uzman avukatlarının yardımıyla oldukça hızlı bir şekilde paralarını tahsil edebileceklerdir. Yine aynı zamanda tahkimde masraflarda dava masraflarından oldukça düşüktür.

Burada dikkat edilmesi gereken süreci yasal olmayan hasar danışmanlık şirketleri yerine avukatlarla yürütmektedir.

Tahkim Başvurusu Nedir? Sigorta şirketi ile yaşanan tazminat uyuşmazlıklarında, mahkemeye gitmeden çözüm bulmanın bir yolu tahkim başvurusudur. Sigorta Tahkim Komisyonu, sigorta poliçesi kapsamında meydana gelen zararların hızlı, etkin ve düşük maliyetle çözümlenmesini sağlar. Başvurunun kabul edilebilmesi için sigorta şirketine önceden yazılı talepte bulunulmuş ve olumsuz yanıt alınmış olması gerekmektedir. Trafik kazalarında oldukça sık başvurulur.

Avukatın Önemi Trafik kazalarında tahkim sürecini doğru ve etkili yönetmek, hukuki bilgi gerektiren bir konudur. Deneyimli bir avukat, başvuru sürecinde gerekli belgelerin eksiksiz hazırlanmasını, hukuki argümanların güçlü şekilde sunulmasını ve hak kayıplarının önlenmesini sağlar. Ayrıca, tahkim sürecinde olası sigorta şirketlerinin sunduğu düşük tekliflere karşı itiraz edilmesi ve en yüksek tazminatın alınması açısından da avukat desteği büyük önem taşır.

Sonuç olarak, trafik kazalarında mağduriyet yaşayan bireyler, haklarını etkin şekilde savunabilmek için tahkim başvurusu yapmalı ve bu süreci bir avukatın rehberliğinde yürütmelidir. Bu sayede, hak edilen tazminata daha hızlı ve adil şekilde ulaşmak mümkün olacaktır. 

19 Temmuz 2023 Çarşamba

İNTERNETTE HAKARET SUÇU CEZA ALIR MIYIM?



Günümüzde sosyal medyanın yaygınlaşması sebebiyle insanlar arasındaki iletişim hız kazanmıştır. 

Teknolojik gelişmelerle birlikte sosyal medya platformları, günümüzde iletişimin önemli bir parçası haline gelmiştir. İnternetin ve sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla, insanlar artık fikirlerini, düşüncelerini ve duygularını geniş bir kitleyle paylaşabilmekte, ancak bu durum beraberinde hukuki sorunları da getirmiştir. Sosyal medyada hakaret suçu da bu tür hukuki sorunlardan birisidir. Bu yazıda  hakaret suçu kavramı, unsurları ve hukuki yaptırımları ele alınacaktır.

I. Hakaret Suçu

Hakaret, bir kişinin onurunu, şerefini, kişilik haklarını veya itibarını zedeleyen ifadelerle yapılan sözlü veya yazılı saldırıdır. Türk Ceza Kanunu 125.Madde de düzenlenmiştir. 125.Maddenin 2.Fıkrasında da internet yoluyla ileti yoluyla hakaret suçu düzenlenmiştir. yapılan hakaret içerikli paylaşımları kapsar. Twitter, Facebook, Instagram, YouTube gibi popüler sosyal medya platformları, bu tür suçlara yer olmaktadır.

II. İnternette Hakaret Suçunun Unsur ve Özellikleri
İnternette hakaret suçu günümüzde daha çok sosyal medyada hakaret suçu olarak karşımıza çıkmaktadır.Hakaret suçu işlendiği iddia edilen paylaşımın, hedef alınan kişi ya da kişiler tarafından açıkça anlaşılabilir olması gerekir. Söz konusu paylaşımın içeriği, direkt olarak kişinin itibarını veya onurunu hedef almış olmalıdır. Hakaretin gerçekleşebilmesi için paylaşımda yahut yoruma yazılan cevapta aşağılama veya küçük düşürücü ifadelerin bulunması önemlidir.  Kasıt: Hakaret suçu, kasıtlı bir eylem gerektirir. Yani, failin bilerek ve isteyerek hakaret içerikli paylaşımı gerçekleştirmesi gerekmektedir.

III. Sosyal Medyada Hakaret Suçunun Hukuki Yaptırımları

Sosyal medyada hakaret suçu işleyen kişi veya kişiler, hukuki yaptırımlarla karşı karşıya kalabilirler. Bu yaptırımlar ülke ve bölgeye göre değişiklik gösterebilir, ancak genellikle aşağıdaki şekillerde cezalandırılırlar:Para Cezası,Hapis Cezası şeklinde cezalandırmaya tabi tutulurlar. Değişen yasa ile birlikte hakaret suçları basit yargılama usulüne tabidir. Bu süreçte muhakkak bir avukattan yardım alınması elzemdir.

Sonuç
Sosyal medyada hakaret suçu, modern çağın teknolojik gelişmeleriyle ortaya çıkan bir hukuki problem olarak önemli bir yer tutmaktadır. İnternetin anonim yapısı ve sınırsız erişim imkanları, hakaret içerikli paylaşımların yayılmasını kolaylaştırmış ve bu tür suçların önüne geçmeyi zorlaştırmıştır. Bu nedenle, toplumun bilinçlendirilmesi ve dijital dünyadaki etik kurallara uyum sağlanması önem arz etmektedir. Ayrıca, yasal mevzuatların ve yetkili makamların bu tür suçları önlemek ve cezalandırmak için gerekli önlemleri alması gerekmektedir. Yine aynı şekilde sosyal medya kullanan herkesin beğeni,retweet,yahut yorumlarını paylaşırken hakaret içermeyecek şekilde hareket etmesi gerekmektedir. Hakarete ilişkin herhangi bir dosyanızı avukatsız takip etmeniz son derece risklidir.

                                                                                        Arabulucu Avukat Orkun ÜZELPINARLI

EN HIZLI VE SORUNSUZU ANLAŞMALI BOŞANMA

EN HIZLI  VE SORUNSUZU ANLAŞMALI BOŞANMA

Günümüzde ne yazık ki evliliklerin büyük bir kısmı boşanma ile son bulmaktadır. Yayımlanan istatistiklere göre ülkemizde 2022 Yılında 180 bin boşanma gerçekleşmiştir. Boşanma aşamasında çiftler kimi zaman çekişmeli kimi zaman da anlaşmalı boşanma olarak tabir ettiğimiz şekilde boşanmaktadırlar. 

Çekişmeli boşanma davaları anlaşmalı boşanma davalarına oranla taraflar için oldukça yıpratıcı, uzun, çocuklar için de aynı şekilde zor olmaktadır. 

Kanuni belli şartları taşıyan evlilikler genel olarak anlaşmalı boşanma adını verdiğimiz boşanma yöntemini tercih ederek, çekişmeli boşanmaya göre oldukça hızlı, adeta tek celse süren, yaklaşık olarak 1-2 aylık bir süreçte biten boşanma  yöntemini tercih etmektedirler. 

Anlaşmalı boşanmak için öncelikle tarafların resmi nikahlarının üzerinden 1 yıl geçmesi gerekir. Sonrasında tarafların seçeceği avukat veya avukatlarca bir boşanma protoklü hazırlamalıdır. Boşanma protokolünde çocuk varsa velayetinin kimde olacağı, velayeti olmayan tarafın çocukla görüş saatleri tek tek ayrıntılı olarak belirtilmelidir. Yine aynı şekilde evlilik birliği içinde alınmış bir ev,araba yahut başkaca taşınır, taşınmaz bir malın boşanma sonrasında kimde ne koşullarla kalacağı düzenlenmelidir. Karının kocasından bir nafaka talebi olup olmadığı yahut bir tazminat ödenecek ise bunun hangi tarafa ne şekilde ödeneceği belirlenmelidir. 

Boşanacak çiftlerin protokol hazırlamak konusunda muhakkak avukatlarına danışmaları yoksa bir avukat ile bu hususta sözleşme yapmaları elzemdir. Aksi halde ömür boyu telafisi mümkün olmayan zararlar doğacaktır. Bilhassa günümüzde avukat olmayan dilekçe yazan kişilerce hazırlanan bazı protokollerin yahut dava dilekçelerinin telafisi mümkün olmayan ev, araç kayıplarına yol açtığı sıklıkla görülmektedir. 

Yine çocuğun eğitim konusunda velayete sahip bulunmayan eşin ne şekilde maddi yardımda bulunacağı, nafakanın ne zamana dek ödeneceği de çok önemlidir. Protokol hazırlanıp dava açıldıktan sonra hakimin protokolü uygun bulması ve tarafların evlilik birliği sürdüremeyeceğine kanaat getirmesi halinde boşanma gerçekleşir. Tüm bu sürecin avukatla takibi son derece önemlidir. 

                                                                                                        Arb.Av. Orkun ÜZELPINARLI

  Şirketler İçin Arabuluculuk: Hızlı, Ekonomik ve Etkili Çözüm Günümüzde ticari ve iş dünyasında yaşanan uyuşmazlıklar, şirketlerin zaman ve...